KÂTİP ÇELEBİ’NİN ÖZBEKİSTAN KÜTÜPHANELERİNDE BULUNAN İLMİ MİRASİ

Feyzullah Atahan *
fotoğraf: Cihannüma, Dünya Haritası (Katip Çelebi)

 

Eskiden Mâverâünnehr, bugün ise Özbekistan olarak anılan coğrafya, dünyada önemli bir kültür ve medeniyet merkezi olması yönüyle tanınmıştır. Bu topraklarda pek çok âlim, ulema, padişah ve fâtihler yetişti. Yüzyıllardır insanlığın bilim merkezleri olarak hizmet eden Semerkant, Buhara, Şaş (Taşkent), Fergana, Andican, Harezm, Tirmiz gibi şehirlerde yetişen Biruni, İmam Buhari, Tirmizi, İmam Maturidi, İbn-i Sina, Zemahşeri, Ali Şir Nevâi, Hüseyin Baykara, Muhammet Parsa, Mirza Ulugbek, Ali Kuşçu, Babür Şah, Şeybani Han gibi çok sayıdaki ünlü simalar bu topraklarda ölümsüz eserler kaleme almışlardır.

Özbekistan’ın başkenti Taşkent’teki İlimler Akademisi Şarkşinaslik Enstitüsü Kütüphanesi Orta Asya’da en büyük yazma eserler kütüphanesidir. Bu kütüphane 1943’de Devlet Büyük Kütüphanesi’nin (Şimdiki Alişir Nevai Milli Kütüphanesi) Doğu Bölümü olarak kuruldu ve 1950 yılına kadar Doğu Yazmalarını İnceleme Enstitüsü adı altında hizmet verdi. Sonradan burada araştırma sahalarını genişlemesi ve yeni bölümlerin açılmasıyla Özbekistan Fenler (İlimler) Akademisi bünyesinde Doğu Bilimler Enstitüsü adıyla yeniden yapılandırıldı. 1957 yılından bu kütüphaneye büyük âlim Ebu Reyhan Biruni (973-1048) adı verildi. 2014’den itibaren ise El Biruni Şarkşinaslik Enstitüsü olarak araştırmacılara hizmet vermektedir.

El-Biruni Kütüphanesinde bulunan yirmi altı binden fazla yazma ve kırk bine yakın matbu eserle birlikte arşiv belgeleri de vardır. Burada saklanan yazmalardan en eski tarihli olanı miladi 9. yüzyıla, en yeni tarihli yazma ise 20. yüzyılın birinci çeyreğine aittir. Arşiv belgeleri, XVII-XIX. yüzyıllarda Orta Asya’da hüküm süren Buhara, Hive ve Hokand Hanlıkları’na aittir.

Kütüphanede yeralan yazma eserler farklı dillerdedir. Bu diller arasında Arapça, Farsça, Tacikçe, Özbek, Uygur, Türkmen, Azeri, Tatar ve Osmanlı dönemi Türkçesi, Urduca, Peştuca ve bazı yerel halk dillerini sayabiliriz. Bu dillerde yazılan eserler Orta Çağ ve sonrası dönemlere ait olup, muhteva olarak din, tarih, edebiyat, dil, felsefe, coğrafya, tıp, astronomi, halk tabâbeti, müzik, matematik, madencilik ve benzeri bilimlere aittir.

Kütüphanede bulunan Osmanlıca eserlerin sayısı 2250 civarında olup onlardan 160 tanesi yazma ve diğerleri matbu eserlerdir. Kütüphanede bu kadar sayıda Osmanlıca eserlerin bulunması tarihte Orta Asya ile Osmanlı arasındaki ilişkilerin ne kadar sıkı olduğunu göstermesi açısından önemlidir.

Osmanlıca eserler arasında Kâtip Çelebi ilmi mirasının bulunması, kütüphane koleksiyonun değerini arttırmıştır. Kâtip Çelebi’yi (1609-1657) XVII. yüzyıl Türk ilim hayatının en büyük alimlerinden biri olarak değerlendirebiliriz. Osmanlı ordusunda kâtip olduğu için “Kâtip” ve daha sonra “halifelik” görevine getirildiği ve Hac farizasını yerine getirdiği için kendisine “Hacı Halife“ unvanı da verilmiştir. O tarih, coğrafya, bibliyografi, biyografi ahlâk, tasavvuf, tıp, sosyoloji, etnoloji vb. sahalarda ya­zılmış pek çok eserin sahibidir. Onun bibliyografi alanında Keşfü’z-zunûn, Süllemü’l-vusûl; tarih ile ilgili Takvîmü’t-tevârih, Fezleke; coğrafyaya ait Cihannüma, Müntehab-ı Bahriye eserleri çok meşhurdur.

El-Biruni Kütüphanesinde Keşfü’z-zunûn’un iki yazma nüshası vardır. Bu eser alfabetik olarak yaklaşık 20 yılda tertib ettiği Arapça-Türkçe eserlerin bibliyografyası ve aynı zamanda bir ilimler sözlüğüdür. Eser, 15 bine yakın kitap ve risale, 10 bin kadar müellif adı ve 300’ü aşkın ilim dalı hakkında bilgi vermektedir.

Kütüphanede bulunan Katip Çelebi’nin yine büyük eserlerinden biri Takvîmü’t-tevârih  (Tarihlerin Takvimi)dir. Kronolojik bir dünya tarihi olan Takvîmü’t-Tevârîh Kâtip Çelebi’nin Arapça Fezleketü’t-Tevârîh’inin bir özetidir. Fezleke Arapça iken Tâkvîmü’t-Tevârîh Türkçedir. Kâtip Çelebi bu eserinde Âdem aleyhissalamdan başlayıp 1648′e kadar geçen tarihi olayları kronolojik olarak ele alır. Eserde ilk önce kronolojik sistem hakkında geniş bilgi veriliyor, sonra Dünyanın yaratılışından hicri tarihe kadar ve hicretden sonra Çelebinin vefatına kadar (1668 y.) meydana gelen olaylardan bahsediliyor. Tüm olaylar cedvel şeklinde veriliyor. Her sayfa başında kronolojik başlıklar geliyor. (Mesela: جدول و قایع نامه اولی از تاریخ هجرت نبویة Hicri birinci yüzyıla ait cedvel.) Kitap 1648 yıl olaylarıyla bitmesi veya en azından 1657-58 yıl (Katip Çelebi vefat yılı) olması gerekirdi ama bu nüshada son 10-20 yıl (1648-1668 yıllar) tarihi başka birisi tarafından eklendiği görünüyor. Çünkü, 1657-1658 yıl olaylarında Kâtip Çelebi’nin vefatı hakkındaki bilgi de verilir.

“Dünya sultanlarına bir bakış ve insaniyetin devletleri” başlığı altında altı bölüm vardır: 1. Sülale adları. 2. Krallıklar sayısı. 3. Saltanat yeri. 4. Saltanat tarihi. 5. Sülalelerin bitiş tarihi. 6. Dünyada hüküm süren krallıklar süresi. Ondan sonra Halifelik devletleri ve Osmanlı Tarihi başlar: Osmanlı Sultanları, Büyük Vezirler, Şeyhler, Kadı Eskerler, Rumeli Kadı Eskerleri, Anadolu Kadı Eskerleri, Sultanların Hocaları, İstanbul Kadıları, Sultan Selim döneminde (1470-1520) Yeniçeri Ocağı’nın kurulması, Yeniçerilerin Vazifesi, Sultan Süleyman’ın fethinden sonra Mısır’ın Emirleri, ve Sonuç kısmından oluşuyor. Metin Türkçe’dir ve bazı yerleri Farsça yazılmıştır.

Taşkent kütüphanesinde saklanan iki cildli Aynü’t Tevârih eserinin yaklaşık yarısı aslında Tâkvîmü’t-Tevârîh’dan alınmış ve farsça tercüme edilmiştir. Kitap yazarı Haci Abdülazim Şer’î (Samî) Buhari (1893 yıl Buhara’da vefat etmıştır.) 19. yüzyıl Buhara’nın yüksek mertebeli ilim adamlarından biridir. Buhara sarayında memurluk işlerini yapmıştı, medresede de ders vermişti. Bu eseri yazma sebebini şöyle anlatıyor: 1288/1871-72 yılda Belh’de sadr mertebesinde çalışan Kadı Abdülvahid ve Kâtip Çelebi’nin Tâkvîmü’t-Tevârîh eserini bilenlerin tavsiyesiyle o eseri Farsça’ya çevirdim. Ama 1649’dan 1894 yılına kadarki olayları Şer’î kendisi eklemiştir. Kendi dönemine ait bilgiler Orta Asya hanlıkları arasındaki askeri münasebetler, meşhur eserler hakkında bilgiler, meşhur şahısların vefat yılları ve başka önemli bilgileri veriyor.

Kâtip Çelebi’nin kütüphanede bulunan yine bir önemli eserlerinden biri Cihannüma’nın farsça tercümesidir. Cihannüma Osmanlı coğrafyacılığının şu ana kadar bilinen ilk coğrafık eserlerden biridir. O eseri Sultan IV. Mehmed’e (1648-1687) takdim amacıyla 1648 yıl yazmaya başladığı söylenir. Atlas Okyanus adalarıyla ilgili gerekli bilgileri bulamadığından telife ara veren Çelebi Gerardus Mercator’un Atlas minor tercümesi olan Levâmi’u’n-nûr’un elde ettikten sonra 1065 (1654)’den itibaren Cihannümâ’yı ikinci kez yazmaya girişti. O kitabını kıtalara göre ve haritalarla birlikte hazırladı. İbrahim Müteferrika Cihannüma’yı ikinci telif müellif müsveddesinden istifade ederek ve büyük ilavelerle 1145 (1732)’de yayınladı. Eser dünyanın kıtaları ve birçok ülke hakkında bilgi vermektedir. Bu esere 38 çizim konulmuş olup bunların 25 tanesi haritadır. Cihannüma denizlerden, karalardan, adalardan, akarsulardan, yerleşkelerden, yollardan ve ekonomik etkinliklerden de söz etmektedir. Kâtip Çelebi bütün bunları daha önce kullanılmayan coğrafya yöntemleriyle okuyucuya sunmuştur.

Biruni kütüphanesinde bulunan Cihannüma’nin farsça tercümesinin hiçbir yerinde eser yazarının adı geçmiyor, kitap orjinalından birazcık değişiklikler yapılmıştır. Bu kitap Buhara Emiri Nesrullah’a (1826-1860) tekdim etmek için 1732 yılı basılan matbu kitaptan istifade ederek hazırlanmıştır. Cihannüma’yı Farsça’ya çevirip kitabı yazan kişi Mir Ebu’l Kasım Hoca bin Molla Mir Bedel Hoca Baysunî Buharî’dir. Bu kitap Mir Ebu’l Kasım Hoca’nın kendi yazdığı nüshasıdır. Kitap astronomi ve coğrafi iklimler hakkında bilgi verir. Kitapta 33 şekil resimler ve türlü çeşitteki hariteler vardır: haritada coğrafi, dünya florası, yıldızlar hakkında önemli bilgiler ve gezegenlerin hareketlerinin tasviri verilmiştir.

Çelebi’nin iki eseri Cihannüma’nın 1732 yılı, Mîzânü’l-Hakk fi ihtiyâri’l-ahakk’ın 1863 İstanbul’da neşredilen iki matbu eseri de kütüphanede vardır. Mîzânü’l-Hakk fi ihtiyâri’l-ahakk Kâtip Çelebi’nin yazdığı son eseri sayılır. Bu kitapta Çelebi’nin döneminde tartışılan dini meseleleri ve onlar hakkında Çelebi kendi düşüncelerini açıklar. Din adamlarının şiddetli tartışmalarının temelsizliğini, zararlarını vurgular, ahlâkî ve sosyal mesele­ler hakkındaki kendi görüşlerini söyler.

Kâtip Çelebi eserlerinin hangi yollarla Orta Asya’ya geldiği hakkında bilgiler bulunamadı. Kütüphanedeki Osmanlıca eserler incelendiği zaman onların çoğunun Buhara Hanlığı sarayına getirildiği ya da Buhara yerlerinde bulunduğunu görürüz. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Orta Asya’yla Osmanlı arasındaki ilişkilere ait birkaç belgeler vardır, ama XVII-XIX. yüzyıllara ait olanların çoğu Buhara Hanlığıyla ilgilidir. Bu gibi örneklerden Hokand ve Hive Hanlıklarından ziyade Buhara’yla Osmanlı arasındaki ilişkilerin daha yaygın olduğu anlaşılır.

Sosyal Bilimler Kongresi, 16-17 Mayıs, Hacettepe Üniversitesi, Ankara, 2015.

(*)İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tarih Bölümü Doktora öğrencisi, MAMER Akademik Kurul Üyesi

 

KAYNAKÇA

A.A. Semenov: Sobranie vostoçnıh rukopisey, Akademi Nauuk Uzbekskoy, SSSR, IV, Taşkent 1957

Saray, Mehmet, (1990), Rus İşğali Devrinde Osmanlı Devleti ile Türkistan Hanlıkları Arasındaki Siyasi Münasebetler (1775-1875), İstanbul Ünv. Yay., İstanbul.

Kitab-ı Cihannüma li-Katib Çelebi: giriş: Katip Çelebi ve Cihannüma: dizin. / Katib Çelebi, 1067/1657 ; hazırlayan Fikret Sarıcaoğlu. – Ankara : Türk Tarih Kurumu, 2013. 2. c.

Emek Üşenmez. Özbekistan yazma eserler kütüphanesi. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Volume 2/6 Winter 2009.

 

Alakalı